13 Şubat 2024 Salı

Renklerin Pesinde 2. Sezon 0. Bolum!

 Biz bir maceraya adim attik!



ilk fikir ciktigindaki sebeplerimiz ile bugunkuler belki de ayni degildir, ama kalbimizin sesi bunun bize en cok uyan secenek oldugunu soyleyip durdu bize. 

nasil aldik bu karari, bir kahve sohbetinde (ya da tartirmasinda belki de), o anki sorunlarimizin buyuk kisminin bir yerde yerlesik yasamaktan kaynaklandigina inandigimiz, kizimizin daha fazlasina ihtiyaci var derken, o daha fazlanin aslinda materyal birseyler olmadigini farkettigimiz, ama fazlasini vermemiz gerektigini gordugumuz bir anda basladi. cocuklar cok guzel referans oluyorlar bize hayatimizda, onu gordukce kendi eksiklerimizi, kendimizi yenilemek ve beslemek icin yapmamiz gerekenleri daha net gorur olduk ve evimizi kapatip, bir sure gocebe gezginler olarak yasamaya karar verdik. 

Biz: kendim, esim ve kizimdan olusan, biraz catlak ama bir o kadar da mantikli, gelecegimizin daha oze donus ile mutlulukla dolacagina inanan doga sever bir aileyiz. 

dogumgunumuzden 1 gun once ciktik yola ve 34 ve 41 yaslarimiza bu maceranin gumbur gumbur dertleri ve heyecanlari ile baslayan gununde girmis olduk. yanimizda 20 aylik kizimiz ile ne kadar da dogru bir karar diye basladik. sanki yola cikana kadar uzerimizde gezinen gri bulutlar (belki de Lima nin grisiydi sadece) bir anda dagildi. gozlerimiz daha heyecanla bakar oldu. Endiselerimiz yok mu, tabi ki de var, ama beklentimiz hissel bir amactan ote degil su dakikada. 

cok duygusaldi, milim milim tasarladigimiz baktigimiz evimize veda ederken, anahtarlari emlakciya teslim edip, kapiyi kapatirken, gozler bugulu, zihin binbir soru ile dolu idi, ama ne zaman ki yollarin ruzgari taradi saclarimizi, her nefeste ozgurlestik sanki. 

maceramizin baslangici boyle oldu bakalim gelecek haftalarda bizi neler bekliyor.

RENKLERIN PESINDE 1. SEZON SONU

 Yıllar önce gerçekleştirdiğim bu 6 aylık maceranın yazılarını tamamlayamadım bir çok sebeple. Defalarca açtım blogu, yazdım bazı yazılar ama bir türlü tamam edip paylaşamadım. Geçenlerde bir arkadaşımın kitabını okurken, verdiği linkler ile yazdığı bloglara eriştim ve bloglar da uzun bir sure once görevini tamamlamıştı ve kapanış yazılarını okuyunca çok tamamlanmış hissettirdi bana. Bu blogun ya da daha doğrusu bu seyahatin de tamam hissi için bir kapanış yazısına ihtiyacı olduğuna kanaat getirerek yazıyorum bu yazıyı. 



Evet bundan 7 sene önce 6 aylık bir güney amerika macerasına çıktım. Kız başıma, kendi kazandığım para ile, onca endişe ve korku ile çevrilmiş, bir o kadar destek ve sevgi ile harmanlanmış bir şekilde. Yola çıkarken ki ana motivasyonum, "Arjantin vatandaşıyım" derken dilini, kültürünü bilmediğim için yaşadığım utanma hissini ortadan kaldırmaktı. Bundan cok çok daha fazlası ile döndüm ülkeme diyebilirim gönül rahatlığı ile. 6 ayda 7 ülke gezdim. Güney Amerika'nın ispanyolca konuşulan ülkelerinin neredeyse hepsini gezdim (Venezuela haric) ve Ant kültürünü takip edip tamamladım diyebilirim. Hiç bir zaman tam olması için yeterli olmayacaktır, ama benim beklentilerimin içerisinde yeterince tam oldu diyebilirim. 

Gezimin en içten özetini aslında dönüş yolunda yaptığım paylaşımda göstermiş oldum. Aynen kopyalıyorum:

"6 aylık maceramın sonuna gelmiş bulunmaktayım. Bundan tam 6 ay önce binbir deli fikir ile çıktığım yolculuktan beklentilerimin çok daha ötesine kavuşmuş ve çok daha fazlasını ister halde dönüyorum :) Türlü korkularıma ve yaratılan engellere rağmen içimdeki sese güvenerek çıktım ben bu yola.. Fikrimin ilk günlerinden beri beni destekleyen, Korkularımın ya da diretilenlerin bana engel olmasına izin vermeyen tüm sevenlerime teşekkürü borç bilirim.


Bi araba parası harcadığımı düşünenlere yanıldıklarını söyleyerek ;
uzaktan görülen şeylerin aslında gerçeği pek de yansıtmadığını;
gezmenin aman aman bir para gerektirmediğini,
Kötü insanların uzaklarda, yan komşunuz olma ihtimalinden daha yüksek bir ihtimalle var olmadıklarını,
iyi insanların her yerde karşınıza çıkacağını,
Farklı kültürlerin size bambaşka bir bakış açısı kazandıracağını,
yolda olmanın kendinizi tanımak için harika bir fırsat olduğunu,
iyi yaşamak için aslında ne kadar az şeye ihtiyacımız olduğunu,
yaşadığımız yerin değerini bilmemiz gerektiğini,
doğanın ne kadar verici olduğunu,
korumamız gereken yegane şeyin dünya olduğunu söylemek isterim.. Bir çok yeni insan tanıdım. Harika arkadaşlıklar edindim ve tabi ki de hiç beklemediğim hiç planlamadığım bir mutlulukla -aşkla- dönüyorum Memleketime.
Ben bugün 6 aylık bir maceraya nokta koyuyorum diyecektim aslında yazının başında ama sonra farkettim ki içime kaçan 'renklerin peşinden gitme aşkı ' tahminimce bir ömür benimle olacak ve asıl macera şimdi başlıyor :) Topuklu ayakkabılarıma ve 9 çeşidin dışındaki kıyafet dolabıma kavuşmanın heyecanı içerisindeyim 😂 ve elbetteki basit kahve sohbetlerinin.. ayran ve mantıyı da unutmamak gerekir 😂😂"

peki bu 6 ayda rotam nasıldı diye özetleyecek olursam:
ilk adımın ülkeden çıkmak olduğuna karar verdiğim (kardeşimin desteği sağolsun) icin gidis donus biletimi guvenli bolge kabul ettigim, aile evimin oldugu Buenos Aires/ Arjantin den almistim. dayim sagolsun ilk basta beni ispanyolca ile biraz hasir nesir ettirip, Buenos aires te hafif bir turistik havada takilmami desteklemis oldu. sonra ayni enerji ile mevsimden de faydalanarak Uruguay a gecis yaptim. sonra guneye dogru inisim basladi, puerto madryn (Atlas Okyanusu sahili keyfi),  Ushuaya (Jules Vern ile unlu olan dunyanin sonu), oradan Sili nin Punta Arenas sehri (penguenlerle tanisma), Puerto Natales (torres del paine milli parkinda 4 gunluk sirt cantali, cadirli, kampli trekking), oradan tekrar Arjantin El Calafate (perito moreno buzulu), El Chalten (Fitz Roy dagi), sonrasinda hayatimin en cilgin yolculugu olan 1700km lik otostop macerasi ile Sili nin Puerto Varas sehrine varis, sonrasinda otostop cektigimiz kamyon ile Sili nin baskenti Santiago (ilk defa buarada yasanir hissiyatinin geldigi yer), Valparaiso ve Maipo bolgesi ziyareti uzerine tekrardan Arjantin (Patagonia denilen bolge SIli ve Arjantin arasinda mekik dokumayi gerekli kiliyordu) bu sefer Mendoza ya giris (sarap ve doga aktiviteleri keyfi), Salta (buyuk aile ile vakit gecirmece), Jujuy, Tilcara, Humauaca ziyaretleri sonrasi Sili nin Atacama Colu ne gecis, San Pedro de Atacama (baktigimiz yildizlarin ve gokyuzunun ayni olmadigini kesfetme), sonrasinda Bolivya ya gecis (Uyunu Tuz golunu ziyaret), La Paz (Olum yolunda hayatimin aski ile tanismam), Rurrenebaque (amazonlarla tanisma, maymunlarin cigliklarinin gune baslama alarmi yerine gecmesi), Copacabana ile Titicaca Golunun enerjisi ile tanisma, sonrasinda Peru ya gecis, Puno (yuzen adalardaki yasami gorme), Cusco (dogasi keyifli, bana sundugu ask ile daha da guzel olan inka sehri ve tabi ki de Machi Pichu ziyareti), Lima (ozetle baskent ve Pisco Sour) , Trujillo (ters piramit gunes ve ay tapnaklari hayranligi ile chan chan kulturu ile tanisma), Huanchaco (ilk sorf deneyimi ve ilk kez Pasifik sularinda yuzme), Tumbes (nehir ile okyanus nasil birbirine karismadan birlesirler gorme saskinligi), oradan Ekvator, Montañita (latin danslari gecesi ve guzel dans eden bir partner bulup dalgalarin ve gecelerin tadini cikarma), Quito (yol arkadasim ile yeniden bulusma, Calentito ickisi), Galapagos adasi (Darwin adasini bir ben bilmiyormusum aydinlanmasini yasama, harika sularda yuzme), Los Baños (termal sularin ve unlu sonsuza sallanan salincakta foto), oradan Kolombiya, Cali de sabahin 7sinde baslayan salsa muzikleri ve dans eden insanlar, Medellin (butun gezi icinde beni en cok dumura ugratan sehir, sanatin ve modernin en cok goruldugu guney amerika sehri), Cartegena (rengarenk ve herkesin askim diye hitap etmesinden saskina donmus Burcu- Karayip sulari ile tanisma) ve gezi noktasi olarak son nokta olan Bogota (bir altin muzesi bu kadar mi guzel olur dedirtti). Bogotadan sonra suandaki mustakbel esimin ailesi ile tanismaya Peru Ayacucho ya, oradan aile yanina Arjantin Saltaya donus, mini bir turistik ve evrak isleri ziyareti olarak Cordoba ve son olarak mini bir turistik gezi ile Buenos Aires ve Istanbula donus. 

bir cok kisi en cok nereyi begendin diye sordu donunce, bu soruya hep coklu cevap verdim, 1 tane en cok begendigim yer olmadi, ama gezinin bende en cok iz birakan noktalarindan soyle bahsedebilirim:

La Paz, Bolivya: hic yerel ile modernin bu kadar ic ice oldugu baska bir buyuk sehir gormedim hayatimda, mesela bizde koyden sehre gelen insanin bile bir uyum saglama cabasi vardir ya, La Paz da olduklari gibi kabul goruyorlar. evinde kaldigim arkadasim bir fotograf gosterdi, kendisi baskentteki buyuk bir bankada calisiyor ve fotograf bankada vezneye gelmis, tamamen yerel giysiler giyen, sirtinda yeni dogmus lamasini tasiyan, parasi ile ilgili islem yapan bir kadina aitti. bu kultur harmaninin ben mumkun oldugunu hayal edemezdim. 

San Pedro de Atacama, Sili: hani bir soz vardir ya, ayni gokyuzune bakiyoruz diye o oyle degilmis, buarada gokyuzu cok ama cok baska, mesela biz gokyuzu haritasinda yildizlara gore sekiller kuruyoruz ya, onlar arada kalan bosluklara gore haritalar yapiyorlar. 

Galapagos, Ekvator: ben bu dev kaplumbagalarin gercek olduklarini bilmiyordum! penguenlerin ekvator cizgisi uzerinde yasabildiklerini de, ya da kopek baliklarinin surusunun uyudugu bir magaranin icine snorkel ile yuzulebildigini de!

Medellin, Kolombiya: bir sehrin tamami bu kadar modern ve bu kadar sanat eseri gibi olabilir mi dedirtti bana. sadece sokaklarinda gezsem, her bir binasina hayranlikla bakarak gunu bitiremezdim... 

Mendoza, Arjantin: bu kadar ucuza bu kadar guzel yenip icilir mi yahu dedirten bir bolge. 

Tiwanacu, Binlerce yil once nasil bu kadar harika bir tas isciligi olabilir, tonlarca agirliktaki dev tas kutlesi, nasil tasinidiniz yahu, nasil mukemmel bir isciliktir bu!

Amazonlar, hayvanat bahcesi gezmek ve gezdirmek yerine keske herkes ailesi ile cocuklari ile bu doga harikasi yerlere gelme imkani bulabilse!

ve daha bircoklari...  burada bir kac "en" gordugum yerden bahsetmeye calistim. ama icimde bana kalan cokca sey var... bir nazar duasi ile bir cocugun dogumuna sebep olunabilirmis mesela, ya da en kalboldugun yerde kendini bulabilirmis insan, bazi sozler agizdan cikar da sonra kendi sozune sasirip kalirmissin, gezmek de yorarmis, diger ucta da bulunurmus guven... 

yeni beni cok sevdim ben bu gezi sonrasi. bu kadar degistigimi o vakit anlayamamistim bence ama simdi geri donup bakinca tam bir oncesi ve sonrasi olmus benim icin diyorum. iyi ki boyle bir karar vermisim, iyi ki boyle bir deneyim yasamisim, iyi ki tek basima seyahate cikmisim, iyi ki ev almak yerine parami kendime yatirmisim, iyi ki korkularima  ragmen ilerlemisim, iyi ki guvenisim, iyi ki yemisim, iyi ki sevmisim :)

renklerin pesinden gitme aski icimde hic sonmeyecek gibi... bu baslangic icin kendime tesekkur ederim.