5 Nisan 2016 Salı

Argentina / Dünya'nın En Güney Ucu Ushuaia

Dünya'nın sonuna seyahat!

Peki ilk programım çok da fena değilmiş aslında, çünkü Buenos Airesten sonra Ushuaia ya uçakla gitmediğim yolu parçalı da olsa yaklaşık 50 saatte yapmış oldum! Puerto Madryn den sonra Rio Galleos a giden 18 saatlik otobüse bindim. Rio Galleos şehrinde ilgi çekici hiç birşey olmadığını öğrendiğimden, terminale vardığım gibi Punta Arenas ya da Ushuaia ya giden otobüsleri sordum.  Yaklaşık 2 saat içinde kalkan, Ushuaia ya giden 2 firma vardı, Punta Arenas için ise Ushuaia da sormamı tavsiye ettiler.. 12 saatlik bir otobüs yolculuğu daha bekliyordu beni..

Buenos Aires ten çıkarken dayım güneye indiğimde soğuktan donacağıma inanandığı için biraz endişe ile çıktım yola. Rio Galleos a sabahın 7sinde yarı uykulu bir halde varınca, taytımın üzerine giydiğim pantalona rağmen üşümedim dersem yalan olur :) Ama sanırım o modda bir yaz sabahına da insem aynı hissederdim.. Bilmiyorum.. Soğuk daha da soğuk olacak dedim.. Neyse ki Ushuaia beni soğukla karşılamadı.. Onca yorgunluğa rağmen, biraz da yüklerin etkisiyle muhtemelen, mont elimde ilerledim :)

Aslında Arjantin e bağlı olan Ushuaia haritadan görüleceği gibi bıçakla kesilmiş gibi duran sınırlara sahip. 3 numaralı karayolu Ushuaia ya devam etse de adaya geçiş için Şili sınırlarına girip feribota binip öyle geçmek gerekiyor..

Doğruyu söylemek gerekirse pek sıkıntılı bir yolculuk değildi ama ben 18 saatlik bir yolculuğun üzerine 12 saatlik, Arjantinden çık, Şiliye gir, sınır kontrolleri için arabadan inip, feribota yayaların araç içinde binmemesi gibi bi durum olduğunu için (nedeneni anlamadım) yine in bin yapınca ve de otobüslerin yemek servis etmesine alışmış ben servis olmadığını (haklarını yemiyeyim bir öğlen paketi verdiler ama normalde her 3 saatte bir servis yapılan otobüslere alışınca insan hazırlıksız yakalanıyor) biraz zor bir yolculuk geçirdim.  Zor demiyim de yorucuydu.. Hele ki bütün elektroniklerimin şarzı bitince...(şarzlar konusunda biraz daha dikkatli olmalıyım) neyse sıkıldım belki de...

Sonunda vardım meşhur Ushuaia ya!
Güzel karşıladı beni bu sevimli kasaba (cidden daha fazlası değil). Kendime hemen bi hostel ayarlayıp, yatağa atlama hayaliyle yürümeye başladım, minik de olsa valizle yokuş tırmanmak sıkıntılı olduğu için, yarı yolda karşıma çıkan sevimli empanadacıda mini bir mola verip, girdim hostelime ve vardığım gün hak verirsiniz ki pek birşey anlamadım :)

Ushuaia

Dünya nın Sonu Pozu

Dünyanın sonu ünvanıyla ilgi merkezi haline gelmiş şehir Tierra del Fuego ulusal parkına, mini buzulların olduğu vadilere ve bazı göllere yakınlığı ile bir merkez olma özelliği gösteriyor. Aslında en güney uç yerleşim olmamasına rağmen Jules Vern in ifadesi ile ''Fin del Mundo'' yani dünyanın sonu ünvanını almış ve iyi reklam yapıldığı için de en güney uç olduğuna inandırmış herkesi.

Eskiden azılı suçluların sürgün yeri olan Ushuaia'da, şuanda şehir müzesi olarak kullanılan  eski bir hapishane binası mevcut. Birbirine bağlı 5 binadan oluşan bir yapı belli saatlerde rehberler eşliğinde gezilebilen bir müze. Bundan başka şehirde bir iki turistik müze daha bulunmakta idi. Onun dışında belli bir özelliği ya da gezilecek görülecek yeri yoktu şehrin.

Ushuaia Hapisanesi Bahçe Sergisi


Kentin merkezinde bolca outdoor mağazası, bir kaç hediyelik eşya dükkanı, sevimli bir iki kafe, bi iki bar.. Bütün şehir denize paralel bir ana caddeyi yeme içme alışveriş banka kısacası her türlü ihtiyaç hattı olarak belirlemiş ve gerisi de çok ilginç yapılardaki evleriyle geçirilmiş :)
Sahil hattı dışında yüksek binası olmayan şehir Arjantinin kuzeyindenki şehirlerin merkezleri dışındaki izlenimi bütün kente yaymış görünüyor. Kullanılan malzemeler ve mini aşırı şekilli yapılar bir mimar olarak ilgimi çekti.. Güzel olduğu için de değil de cidden değişik geldiği için demeliyim.
Sokağa çıktığımızda ilk hissiyatım burdaki herkes aynı dükkandan giyiniyor gibi duruyor olmuştu, sonra Lonely Planet taki sezonda gro-tex giymiş turistlerin akımına uğrar ifadesinin bu hissiyatıma denk düştüğünü farkettim :)

Şehir Merkezinden Karlı Dağlara Bakış
Yağmurlu gününü şehirde geçirmeye karar verdiğimizde iki şey bizi şaşırttı bu şehirde :) 1. si bütün dükkanların 12 den 16 ya kadar kapalı olmasıydı. Sıcaktan dolayı kuzey bölgelerde ''siesta'' yani öyle uykusu dolayısıyla gün ortasının böyle tatil edilmesine alışık olsa da, bu kadar güneyde ve yaz olsa bile mont giymenizi gerektirecek soğukta niye bütün dükkanların öğle uykusuna yattığını cidden merak ettik. İkinci şaşkınlık yaratan durum ise, hostele dönmeden önce bari bişiler yiyelim diyerek girdiğimiz pizzacının bizden sonra kapıyı kapatıp artık kapattığını söylemesi oldu (saat 15.20 suları). Peki neden diye sorduğumuzda , '' e sabahtan beri çalışıyoruz ya dinlenmeyelim mi?'' cevabını almamız biz iki avrupalı (daha doğrusu bir alman ve bir Türk için) ne kadar garip bir durum olduğunu kabul edersiniz galiba :)

Şehir çok da güzel değildi ama sen nasıl ayrıldın Ushuaia dan diye sorarsanız, güzel arkadaşıklarla cevabını veririm... Çok farklı insanlarla tanıştım ve çok güzel bir bağ kurduk gibi hissettim. Bir kaçıyla bağlantıda kalacağımıza inanıyorum ve şimdilik bi kaç adımı devam ettirebileceğim bir yol arkadaşım bile olmuş oldu :)

Bir günü hariç beni harika bir hava ile ağırlayan Ushuaia dan hosteldeki arkadaşlarla keyifli geçirilen bir Gölet ve Milli Park gezisi hatıralarıyla ayrıldım..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder