16 Nisan 2016 Cumartesi

Arjantin / Kurtlar Vadisi ve Esmeralda Göleti

Görülmesi gereken yerlerden biri dedi hosteldeki arkadaş beni grubun beşincisi olmaya ikna etmeye çalışırken.. Hala yol yorgunluğunu üzerinden atamamış ben, biraz daha pineklemek ile hemen sabahtan gezmeye başlamak arasında ikilemde kalmışken.. Peki dedim hazır kurulu bir grup varken..

Tepeler soğuk olur dedi hostelde bana yardımcı olan bayan, e güneye dair korkutulmuş olan ben, termal içlik pantalon ve uzun kollumu giydim, üzerime montumu aldım, yanıma yedek hırka falan.. Atkı eldiven bere! Tamam kısacası hazırlıklıydım..

Şehir merkezinden servis gibi gezilecek yerlere araçlar kalkıyormuş, grup olunca da indirim oluyormuş.. Servis geldi bizi hostelimizden aldı ve 'Kurtlar Vadisi' ne doğru yol almaya başladık. Önceki gün manzaralarına hayran kaldığım geliş yolu üzerinde bir yerelere gidiyor olduğumuz için de keyifliydim baya.

Kurtlar Vadisi


Valle de Los Lobos yani Kurtlar Vadisi

Mini bir köpek üretim çiftliği kıvamında bir tesis karşıladı bizi. Kurt köpekleri yetiştirilip eğitiliyormuş anladığım kadarıyla (adını buradan alıyor olsa gerek) ama bize ilk söylenenen yanlarına yaklaşmayın oldu.. Elimize birer kroki harita verip, temel yönlendirmelerden bahsettiler..

'Burası takip edeceğiniz yolun başlangıcı,
Buraradan itibaren hızınıza göre 1 saat ile 1,5 saat arasında bir yolunuz var..
yol boyunca mavi plakalar ile ağaçlar işaretlenmiştir,
ağaç olmayan noktalarda yine işaretli tabelaları bulabilirsiniz..
iyi gezmeler..''

Tanıtım basit ve özdü. Bugüne kadar hiç rehbersiz , hiç bilmediğim bir yerde trekking yapmadığım için, bakalım nasıl oluyormuş ki diyerek ilerledim. Birlikte yürüdüğüm arkadaşlar artık doğa gezilerinin son kısmındaydılar şimdiye kadar kamplar trekigler kısacası binlerce şey görmüşlerdi.. O yüzden onlarla olmak bana biraz rahatlık verdi, başlangıç için güzel dedim kendime..

Dağların tepelerinde görünen karlar, şırıl şırıl akan nehirlerin suları, yavaş yavaş yükselen tepeler ne kadar keyifli olsa da, öğlen güneşinin içime içime işlemesi ve hiç bir şekilde havanın soğuk olmaması ama benim sağlam soğuğa hazır kıyafetlerimle benim için biraz zorlayıcı olmaya başlamıştı.. Üstüne üstlük geri dönüş yolundaki insanların biz yazın sıcağında yürürken, kara kıştan gelir gibi giyinik olmaları hepimizin aklını karıştırıyordu!

Bir kısmı doğal bir kısmı yapay göletlerden geçerken, renklerin ne kadar parlak ve ne kadar canlı olduğuna şaşırarak ilerliyordum.. ve tabi ki de kondisyonlu arkadaşlarımın yanında ne kadar yavaş olduğumu farkederek...



Sıcaktan Bunalmış Burcu Pozu :)


Nehir kenarından geçerken ilk merakım suyu tadı oldu.. Gittim ve denedim, ilginç bir şekilde tuzluydu.. Dağların tepelerinde buzları görünce suyun daha soğuk olacağını düşünmüştüm ama belki de ben çok sıcaklamıştım :) Tepeye tırmandıktan sonra bi anda karşımıza çıkan inanılmaz turkuaz gölet 'doğal olamayacak kadar mükemmel' izlenimi yarattı bende.. 1buçuk saatlik tırmanıştan sonra hepimiz biraz acıkmış ve yorulmuştuk. Sahil gibi duran gölet kıyısında biraz kuruyemiş yiyerek uzanıp dinlendik. Ve terimizin soğumaya başlamasıyla sırayla herkes hırkaları montları giymeye başladı.. Bilekleri biraz incinmiş olan arkadaşım soğuk suyun iyi geleceğine inanarak ayakkabılarını çıkarıp bileklerine kadar suya girdi.. Ben ikilemde kalıp girmeyip onu izledim sadece ama içimden direk o harika renge dalıp gitmek geçiyordu...
Laguna Esmeralda plajı :)

Daha fazla oturmanın bizi üşüteceğine kanaat getirip dönüş yoluna geçmeden önce göletin etrafında yürümeye karar verdik.. O her değişen açıyla bir başka bir güzel görünen 'turkuaz' , geçişimizi zorlaştıran / eğlenceli kılan nehircikler , son olarak da suya girme isteği tavan yapmış ben için harika bahane olan nehir (ayakkabıları elime alıp buz gibi suda yürümek suretiyle) harika bir tur oldu.
Her Açıdan Bir Başka Güzel

Dönüş yolunda gruptaki herkesin sırayla çamura düşmesi, değişen hava durumuna göre sürekli giyinip soyunma durumu ve benim böyle bir geziyi ilk defa yapıyor oluşuma istinaden tam bir gözlemci moduna bürünmem ile gezi sonlanmış oldu..

Günün sonunda iyi ki çıkmışım gitmişim görmüşüm dedim ...  çünkü bu basit ve harika günden;
-kısa süreli de olsa gittiğinde yanında çikolata ve kuruyemiş götürmenin önemi ve güzelliğini
-sadece mont ya da sadece yağmurluğun değilüst üste giyinip çıkarılabilecek konseptte kıyafetler barındırmak gerektiğinin
-ne kadar soğuk olacak olursa olsun ince birşey giymenin şart olduğunun
-insanlara ayak uydurmanın bazen zor olduğunun
farkına varmamı sağlayan bilgilerle ayrılmış oldum..

peki gezi boyunca seni ençok ne etkiledi diye sorarsanız..
kucağında 3 5 aylık bebekleriyle treking yapan çiftler!
insan gezmek isteyince hiç bir şey engel olamazmış onlara dedirtti bana:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder