25 Mart 2016 Cuma

Arjantin / Patagonia ya İlk Adım Puerto Madryn

Bir türlü çıkamadım yola :)

Zaten bunun böyle olacağını bildiğimden kendime tampon bölge olarak Buenos Aires i belirlemiştim. Türkiye de geziyi pek de programlamadan çıktığım için hazırlık sürecinin bir kısmını da aile evinde hallederim tadındaydım. Ancak mevsimsel sebeplerden dolayı programı değiştirip, Uruguay üzerine de Patagonia programını sıkıştırmaya çalışınca, üzerine de hareket etmemi imkansız hale getirecek bir güneş vakası üzerine zor çıktım ama neyse ki başladım gezime!

Patagonia
Patagonia;  Arjantin ve Şili nin güney kısmına verilen isim. Doğal güzellikleri ile de bir çok gezginin ilgi merkezi halinde. Arjantin Patagonia sı deniz ve dağ kısmı olarak iki parçadan oluşuyor ve birbirinden farklı özellikler sergiliyor. Ben bu sebeple daha az görülecek şeyi olan sahil kısmından inip, dağlık kısmından çıkma planı yaptım.

Ruta 3 bilmem kaçıncı km si :)


Arjantin Türkiyeye oranla kocaman (5 katı kadar) olmasına rağmen, azıcık yerleşime sahip (yarısı kadar insan var). Bunu en iyi olarak 3 numaralı otobanda yaptığım yolculukta anladım. Öncelikle yerleşim olmayan yerlerde telefon çekmiyor ve inanın km lerce yerleşim olmadan ilerliyorsunuz.. Yolu severim, ama şimdiye kadar hiç gerçekten hiç birşeyin olmadığı bir yolda olmamışım.. Kafamı indirip kaldırıp aynı yerdeymişiz izlenimi veren yola baktım.. Bu kadar olabileceğini  hayal etmediğimden ilginç bir tecrübe oldu :) ''Ruta 3'' diye adlandırılan 3 numaralı otoban zaten aslında pek tercih edilen bir ulaşım yolu değilmiş. Arjantini kuzeyden güneye bağlayan 2 yoldan biri olmasına rağmen, yol boyunca tırlar, otobüsler (yol o kadar dardı ki büyük araçlar geçerken her seferinde sarsıldık) ve 3 5 cip dışında hiç birşey görmedim. Aynı yerde dönüp dönmediğimizi anlamanın tek yolu ise yol üzerinde otobanın kaçıncı kmsinde olduğumuzu gösteren tabelalardı. Ağaç bile olmaz mı ya bi memlekette?

Puerto Madryn

23 saatlik yolculuk sonrası Puerto Madryn sahilleri

Sımsıcak bir günde karşıladı beni Puerto Madryn. Öğlen saatinde vardım merkeze ve kalacağım yere geçmeden önce sahil boyunca bir yürüyüş yaptım. Devasa bir sahil bandına sahip ve kumları incecik, denizi ise güney amerika sahillerinde pek de alışık olmadığım şekilde durgundu. Bir koy içerisinde kaldığı için sakin sulara sahip olduğundan plajlarına ilgi yüksek oluyormuş. Gittiğim tarih artık okulların açıldığı ve sezonun kapanmak üzere olduğu bi dönem olduğu için, pek kalabalık değildi, ama pazar günü öğleden sonra yine de hatrı sayılır bir kalabalık doldurdu sahillerini..

Plajları dışında, su sporlarının da eğitim bölgesi olarak kullanılan sahil, yelken, rüzgar sörfü gibi (rüzgarı boldu anlayacağınız) bir çok sporun da merkezlerini barındırıyor. Bir çok sörfçü bu sahillerden kendini okyanusun sularına bırakıyor :)

Couch surfing ile konaklamanın avantajı olarak ilk gün mangal partisinde buldum kendimi. Saat 11buçuğa kadar birşey yiyememiş olsam da, mangal üzerinde ve sopaya takılmış olarak direk ateşte pişirilen 2 çeşit ''asado'' ile Arjantin in yemek kültürünün göbeğine inmiş hissettim kendimi.  Bir de sanırım yemek et ve salatadan oluştuğu için olsa gerek, bu kadar çok çeşit salatayı bir arada görmemiştim (8 çeşit falandı galiba).

Aile arkadaş karışık bir grup halindeki masada, ismim ilk eğlence konusu oldu :) Tanışırken kendimi ''Burcu'' diye tanıtmam ve birinin bunu ''bonjour'' olarak anlaması hepimizi yerlere yatırdı. Fransız olmadığıma ikna etmem gerekti arkadaşı :) (biraz garip ama neyse). Türklerin dizilerden tanındığı bir bölgede bir Türk olarak çekildiğim sorgudan (şikayetim yoktu ama bi ara kendimi cidden kürsüde ders anlatan hoca gibi hissettim) zamanın nasıl geçtiğini pek anlamadım.

Sabahın 4 üne kadar siyaset politika kültür coğrafya gezi yeme içme hakkında onlarca sohbet döndü. İspanyolcamın beklediğimden üstün performans göstermesi ise beni baya mutlu etti hak verirsiniz ki :) Sadece bazen şalteri kapatmam gerekiyor, kendi aralarında kaptırdıklarında yetişmeye çalışmaktansa ben anlamıyorum diyip dinlememek daha kolay :P

Peki Puerto Madryn e sen neden uğradın diye sorarsınız?

2 adet ulusal parkın (koruma altına alınmış) kent merkezi olarak kabul ediliyor bu şehir. Buradan ayarlanan turlar ile gezilebiliyor. Bu bölgelerden birincisi Peninsula Valdez diğeri ise Punto Tombo. Arkadaşımın önerdiği tur ajentasına sorduğumda, Punto Tombo da görebileceklerimin büyük kısmını Peninsula Valdez de de görebileceğimden tek tur almak yeterli göründü ve biraz da programı hızlandırmak için bunu tercih ettim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder